10.04.2023 tarihi itibarıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile birlikte “Yeşil OSB” kavramı ilk kez resmi anlamda tanımlanmış oldu. Aslında; “Yeşil Organize Sanayi Bölgesi” projesi, ilk kez 2016 yılında ortaya çıkmakla birlikte, aynı sene içinde seçilen 4 pilot bölge ile bilinirliği artmıştı.
Adana Hacı Sabancı OSB, Bursa OSB, İzmir Atatürk OSB ve Ankara Sanayi Odası 1. OSB, kendi bölgelerinde teknik analizler yaparak geniş kapsamlı bir Yeşil Organize Sanayi Bölgesi çerçevesi geliştirmek üzere çalışmalara başlamıştı. Söz konusu kanuna göre; kaynak ve enerji verimliliği, yalın üretim, endüstriyel atık iş birliği ve çevreye duyarlı uygulamaları ile öne çıkan çevresel, ekonomik, sosyal ve yönetimsel açıdan Bakanlıkça belirlenen kriterler çerçevesinde Türk Standardları Enstitüsü tarafından sertifikalandırılan OSB’ler “Yeşil OSB” olarak tanımlanmaktadır.
2023 yılı OSBÜK (Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu) verilerine göre, Türkiye genelinde 391 adet Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır. Bunlardan 272 adedi faaliyette, 41 adedi altyapı aşamasında, 49 adedi planlama aşamasında ve 29 adedi ise kamulaştırma aşamasındadır.
Tablodan anlaşıldığı üzere, Türkiye’de en fazla Organize Sanayi Bölgesi 97 adet ile Marmara Bölgesi’nde bulunmaktadır. Bu sayının toplam Organize Sanayi Bölgeleri’nin yaklaşık yüzde 25’ine tekabül ettiği bilinmektedir. Ülkemiz genelinde en çok Organize Sanayi Bölgesi’ne sahip iller ise 17’şer Organize Sanayi Bölgesi ile İzmir ve Bursa, 15 Organize Sanayi Bölgesi ile Tekirdağ, 14 Organize Sanayi Bölgesi ile Kocaeli ve 13 Organize Sanayi Bölgesi ile Ankara’dır. Bölge bazında bakıldığında, en çok Organize Sanayi Bölgesi’ne sahip illerden 3 tanesi Marmara Bölgesi’nde 1 tanesi Ege Bölgesi’nde ve 1 tanesi ise İç Anadolu Bölgesi’nde yer almaktadır. (Bknz. Tablo 2)
Sanayi sektöründe istihdam, toplam işgücü, üretim, ithalat ve ihracat faaliyetleri açısından bakıldığında, Marmara Bölgesi’nin Türkiye’nin lokomotifi olduğu görülmektedir. Bölgenin sağladığı iş istihdamı nedeniyle hala yoğun bir göç aldığını belirtebiliriz. Ancak son zamanlarda yaşadığımız deprem felaketi, Marmara Bölgesi ve özellikle İstanbul için benzer risklerin söz konusu olması, sanayinin Anadolu’ya yayılması gerekliliğini gözler önüne serdi. Faaliyette olan Organize Sanayi Bölgeleri’nde doluluk oranlarının ve talebin yüksek, ancak arsa ve fabrika arzının kısıtlı olması da Organize Sanayi Bölgeleri için yeni alternatiflerin oluşturulmasının önemini ortaya koyuyor. Talepteki bu hareketliliği piyasa verilerinden de gözlemlemek mümkün.
Organize Sanayi Bölgeleri’nde yatırım taleplerinden ve kısıtlı arzdan dolayı yatırımcılar yüksek kira ve satış bedelleri ile karşı karşıya kalmakta ve bunun sonucunda fiyatlar, her geçen gün katlanarak artmaktadır. Organize Sanayi Bölgeleri’nde son bir sene içinde gerek arsa, gerekse fabrika satış ve kira değerlerinde yüzde 100’ün üzerinde artış olduğunu belirtebiliriz.
Yüksek fiyat artışlarının ve söz konusu şehirlerdeki nüfus yoğunluğun azaltılması için, yeni ve kontrollü bir şekilde Organize Sanayi Bölgeleri’nin kurulması son derece önem taşımaktadır. Yeni kurulacak Organize Sanayi Bölgeleri’nin çevreye ve ekosisteme duyarlı, kaynak ve enerji verimliliği yüksek Yeşil OSB’ler olmaması için ise hiçbir neden bulunmamaktadır.
4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’na yeni eklenen Yeşil OSB modelinin, kanunda belirtildiği üzere Bakanlıkça öncelikli olarak değerlendirilecek olması, Organize Sanayi Bölgeleri tarafından hazırlanan projelerin kuşkusuz daha hızlı bir şekilde işletme ve faaliyet aşamasına geçmesini sağlayacaktır. Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu verilerine göre, önümüzdeki süreçte Hatay ve Adana’da 3 adet, Kahramanmaraş, Niğde ve Aksaray’da ise 2 adet yeni OSB yapımı planlanmaktadır. Bölgesel bazda ise, Akdeniz, Karadeniz ve İç Anadolu bölgeleri ön plana çıkmaktadır. (Bknz. Tablo: 3)
Önümüzdeki süreçte; kısmen deprem kuşağından uzak konumda bulunan Orta Anadolu’da kurulacak yeni ve Yeşil Organize Sanayi Bölgeleri’nin, Akdeniz ve Karadeniz limanlarının lojistik avantajları ile desteklenebilecek yakınlıkta olması, hem Marmara Bölgesi’ndeki nüfusun Anadolu’ya yayılması, hem de bölgeler arası gelişmişlik düzeyini dengeleyebilecek olması açısından kritik öneme sahiptir. Çevreye duyarlı, ekolojik ve ekonomik verimliğin ön plana çıkarıldığı, doğayla barışık "Yeşil OSB”ler, kentlerin dönüşüm odaklı mekansal organizasyonu için öncü bir model olabileceği öngörülmektedir.
Duis aliquet egestas purus in blandit. Curabitur vulputate, ligula lacinia scelerisque tempor, lacus lacus ornare ante, ac egestas est urna sit amet arcu. Class aptent taciti sociosqu ad litora ade torquent per conubia nostra, per inceptos himenaeos.
Sed molestie augue sit amet leo consequat posuere. Vestibul ante ipsum primis in faucibus orci luctus et ultrices posuere ile cubilia Curae; Proin vel ante a orci tempus eleifend ut.