Şehir Hayatına Alternatif: Artısıyla, Eksisiyle Teknede Yaşam

2019-2020 yıllarında COVİD-19 pandemisinin yarattığı yalnızlık, bireyselleşme, öze dönüş ve eve kapanma etkileriyle birlikte minimalist yaşam biçimlerine olan ilgi arttı. Alman düşünür Hegel’in “Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışı” şeklinde tanımladığı minimalizm, giderek daha fazla tercih ediliyor. Karavanlar, tiny house’lar ve tekneler bu yaşam biçiminin en yeni ve en çok talep gören örnekleri olarak öne çıkıyor. Özellikle teknelerin seyir amaçlı kullanımına alternatif, ikamet alanı olarak kullanan geniş bir kitlenin var olduğunu görüyoruz.

Yazlık konut almak yerine tekne alıp, yılın belirli dönemlerinde marinada yaşamak, home-ofis çalışmanın sağladığı esnek çalışma imkanıyla teknelerde yaşamı tercih etmek veya yılın 12 ayı boyunca tekneleri yaşam alanı olarak kullanmak son dönemlerde oldukça rağbet görüyor.

Şehir hayatına alternatif olarak teknede yaşamın tercih edilmesinin sebepleri arasında şunlar sayılabilir:

  • Alışılagelmiş apartman tipi yapılaşmanın, beton blokların arasından çıkarak özgürleşmek,
  • Trafik karmaşasından uzaklaşmak,
  • Yaşam alanlarındaki maliyeti azaltmak,
  • Doğa ile iç içe bir yaşam imkanına sahip olmak,
  • Şehir hayatındaki karmaşa ve stresten uzaklaşmak. 

En önemlisi ise, kıt enerji kaynaklarının korunmasına katkıda bulunmak ve sürdürülebilirliği bir yaşam biçimi haline getirmek.

Teknede yaşamın elbette ki zorlukları da olacaktır, ancak bu zorluklar beraberinde farklı çözümler üretmemiz için imkân yaratıyor. Özellikle bu alanlarda uzun süreli yaşam planladığında, en büyük ihtiyaç elektrik ve su oluyor. Bu ihtiyaçları karşılamak için güneş panelleri ile elektrik üretmek mümkün. Böylece teknenin ihtiyacı olan elektriği karşılayabiliriz.

İçme ve kullanma suyu olarak ise, sınırlı bir depolama alanı bulunan teknelerde tatlı su üretme sistemleri kullanmak mümkün. Tabi ki, bu yöntemler şebeke elektriği ve suyu kullanmak kadar konforlu olmayabilir. Ancak, kısıtlı imkanları en iyi şekilde değerlendirerek ve kaynakları etkin kullanarak sürdürülebilirliğin temelini oluşturmak mümkün olacaktır. 2-4 kişilik bir ailenin içinde uzun süreli yaşayabileceği bir tekne sahibi olmanın minimum maliyeti, ortalama 7-9 metre uzunluğundaki bir tekne için 2.500.000-3.000.000 TL’den başlıyor. Elbette, teknenin büyüklüğü ve imkanları arttıkça fiyat da artıyor; lüksün sınırı yok. Ancak bu yazıda amacın minimal bir yaşam olduğunu unutmamak lazım. Bu maliyete ilave olarak, teknelerin yıllık ödenen marina kiraları da ekleniyor.

Bursa-Mudanya ilçesindeki Arnavutköy Marinası’nda yıllık kira, 2024 Ocak itibarıyla 9 metrelik bir tekne için 48.000 TL olarak belirlenmiş durumda. Bu fiyata genellikle elektrik, su, internet gibi imkanlar dahil olmuyor. Bu hizmetler için konutlardaki gibi abonelik işlemleri ile ön ödemeli sistemler kullanmak mümkün. Ancak, bu altyapı imkanlarının marina kirasına dahil olduğu marinalar da mevcut. Marinalar ayrıca, konut sitelerindeki gibi güvenlik hizmetleri de sunuyor. Tıpkı bir ev gibi kullanılabilen tekneler, bu imkanlarla birlikte konutlardan aslında pek de farklı değiller. Elbette her şey, yaşam alanlarımızdan ne beklediğimiz ile doğru orantılı.

Bursa-Mudanya Belediyesi Yat Limanı 2024 Mali Yılı Ücret Tarifesi(1)

Çanakkale Belediyesi Yat Limanı 2024 Mali Yılı Ücret Tarifesi(2)

İstanbul’da ise, marina kiralarının oldukça çeşitli olduğunu ve yer bulmanın neredeyse imkânsız hale geldiğini görüyoruz. Ortalama 10 metrelik bir tekne için yıllık kira ücretleri oldukça değişkenlik gösteriyor. Tarabya Marina’da 400.000 TL, Ataköy Marina’da 4.000 Euro, MarinTürk Marina’da 190.000 TL ve Tuzla Viaport Marina’da170.000 TL civarında.

Biraz daha güneye indiğimizde; ortalama 9 metrelik bir tekne için yıllık kira ücretleri şu şekilde: Ayvalık Setur Marina 230.000 TL, İzmir Çeşme Marina 300.000 TL, İzmir Teos Marina 210.000 TL, D-Marin Aydın Didim 4.000 Euro, Kuşadası Setur 190.000 TL, Bodrum D-Marin Turgutreis 5.750 Euro, D-Marin Göcek 400.000 TL, Antalya Setur Marina 210.000 TL, Antalya Setur Kaş Marina 160.000 TL, Antalya Setur Finike Marina 120.000 TL. Bu fiyatlar yetkililerinden alınan bilgilere dayanmaktadır.

Özel yönetimler tarafından işletilen marinalarda kiralar daha yüksek olabiliyor. Ancak belediye bünyesinde veya Su Ürünleri Kooperatifi tarafından işletilen limanlarda kira fiyatları çok daha uygun seviyelerde. Örneğin, Bursa ilinde ortalama yıllık 30.000-50.000 TL bedeller arasında deniz park yeri sahibi olabilmek mümkün.

Uzun süreli, ikamet amaçlı kullanım söz konusu olduğunda, standart donanımın yanı sıra dizel-elektrikli ortam ve su ısıtıcı gibi ek maliyetler (150-200 bin TL), güneş paneli ve akü ve inventör gibi ekipmanlar (50-100 bin TL), su yapıcı sistemler gibi yatırımlar (250 bin TL) gerekebilir.

Toplam maliyetler dikkate alındığında, bu masrafların bahsedilen limanların çevresinde bir konut satın almaktan daha düşük olacağı kesin. Her gün denizin üstünde, gökyüzünün altında başlamak ise gerçekten paha biçilemez bir deneyim sunuyor.

(1) https://mudanya.bel.tr/upload/doc/2024/01/23/62e1d60a-418b-4c29-b75c-5ce6347ac105.pdf
(2) https://canakkalebelediyesimarina.com/

Basarili
Basariyla tamamlandi
Uyari
Bir uyari ile karsilasildi.
Hata
Bir hata ile karsilasildi.

Duis aliquet egestas purus in blandit. Curabitur vulputate, ligula lacinia scelerisque tempor, lacus lacus ornare ante, ac egestas est urna sit amet arcu. Class aptent taciti sociosqu ad litora ade torquent per conubia nostra, per inceptos himenaeos.

Sed molestie augue sit amet leo consequat posuere. Vestibul ante ipsum primis in faucibus orci luctus et ultrices posuere ile cubilia Curae; Proin vel ante a orci tempus eleifend ut.