6360 sayılı Kanun ile birlikte Türkiye’de büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırı olarak belirlenmekle birlikte, bu sınırlar içinde yer alan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürüldü. Kırsal alanları yakından ilgilendiren bu düzenleme neticesinde; yerel düzeyde merkeziyetçilik artarak, belediyelerin sorumluluk alanları genişledi. Hizmet maliyetleri yükseldiği için, kentte yaşamanın gerektirdiği mali yükümlülükler köyler için de geçerli hale geldi. Daha sonrasında ise 7254 sayılı kanun kapsamında, büyükşehir sınırları içindeki mahalleye dönüştürülen köylere kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan statüsü verilmesinin önü açılmış oldu.
Yaşamı farklı boyutlarda etkileyen küresel ölçekli bir sorun olan pandemi ve yakın dönemde yaşanan deprem felaketiyle, büyük şehirlerin itici etkileri birleştirildiğinde, güvenli ve konforlu yaşam alanı arayışının hızlandığı açık bir şekilde görünmeye başladı. Ülkemiz bu arayış karşısında yeni yaşam alanı, gıda üretim ve temini alanları açısından elverişli koşullara sahip bulunuyor. 1950’li yıllardan itibaren başlayan, 1990’larda en üst seviyeye çıkan kırdan kente göç sürecinin üzerinden henüz tam olarak bir kuşak bile geçmemiş olması, ihtiyaçların karşılanabileceği bir ortamı destekliyor. Bu durum mevcut şehirli nüfusun büyük kısmının kırsal kesimle (köy ve kasaba) bağlarının devam etmesinde etkili oluyor. Bu bağlar sayesinde; izole yaşam, hijyen koşulları, doğa ile iç içe olma isteği gibi dinamiklerin etkisiyle, kırsal alanlar daha iyi günlük yaşam koşulları sunan güvenli alanlar olarak tercih ediliyor. Ayrıca şehir içi ekosistemindeki kaliteli yaşam arayışı da bu süreci destekliyor.
Kırsal alanlara olan ilginin artması ve özellikle ulaşım ağlarının güçlenmesiyle birlikte, İstanbul’a yakınlığı ile ön plana çıkan Bursa’da da bu ilginin yoğunlaştığı gözlemleniyor. Şehir merkezi etrafında halihazırda villa bölgeleri olarak şekillenen Bademli, Çağrışan, Nilüferköy, Çamlık gibi yerleşim yerleri, doluluk oranının yüksek olduğu ilçeler olarak öne çıkıyor. Bu bölgelerde hem arsa arzının azaldığı hem de arsa ve müstakil konut fiyatlarındaki artış oranının oldukça yüksek olması dikkat çekiyor. Bu nedenlerden dolayı, ilgili bölgelerdeki arsa ve konut talebinin ‘’popüler’’ olmayan kırsal yerleşim alanlarına doğru evrildiğini söyleyebiliriz.
Ayrıca, şehrin batıya kayması, yeni açılan şehir hastanesi, farklı niteliklere sahip OSB’lerin kurulması gibi nedenlerden dolayı Osmangazi, Nilüfer ve bu ilçelerin kuzey aksında yer alan Mudanya ilçesini de kapsayacak şekilde kırsal mahallelere olan talebin de arttığı görünüyor. Şehir içinde konumlanan bu ilçeler, merkeze erişim kolaylığı bulunmasıyla ön plana çıkıyor. Osmangazi ilçesinde ise çevre yolu ile birlikte Gündoğdu, Çağlayan, Ahmetbey, Karabalçık, Seçköy, Nilüfer ilçesinde Yolçatı, İrfaniye, Gökçeköy, Büyükbalıklı bölgeleri tercih edilen yerler arasında öncelikli hale geldi. Mudanya ilçesinde, özellikle deniz manzarası ve yeni kurulan OSB’lere yakınlığı ile Çepni, Yörükali, Yaman, Yalıçiftlik, Esence, Eğerce, Söğütpınar bölgeleri son zamanlarda daha fazla tercih edilmeye başladı.
Ayrıca, organize sanayi bölgelerinin kısmen şehrin içinde kalmış olmaları, hava kalitesi indeksi üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğu için, yaşam kalitesini artırıcı alan arayışın sebep oluyor.
Pandemi sürecinde kırsal yerleşime talebin artmasını dikkate alan Bursa Büyükşehir Belediyesi 17.03.2022 tarihinde 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında “Kırsal Yerleşme Alanları Ve Tarım Alanlarına İlişkin Çevre Düzeni Planı Plan Hükümleri Değişikliği” ile kırsal alanlarda yapılaşma şartlarında güncellemeye gitti. Bu değişiklikle 1.500 metrekareden büyük olan hisseli parsellerde, 3 adet ve toplam 750 metrekare inşaat hakkı ilavesi revizesi yapıldı. İlgili düzenlemeyle kırsal yerleşim alanlarında arsa talebi şehir merkezinde yer alan ‘yüksek fiyatlı’ olabilecek arsalara göre daha çok talep görmeye başladı. Bu değişikliklerden sonra konut üreticileri, kırsal alanlardaki müstakil konut tipi proje çalışmalarını artırdı.
Belirtilen tüm etkenlere bağlı olarak, il merkezinde yer alan villa bölgelerindeki arsaların birim fiyatlarında son 2 yıl içinde yaklaşık yüzde 300- 400 oranında artış olduğu gözlemleniyor. İlginin artmasıyla birlikte, kırsal yerleşim alanlarında yer alan arsaların birim fiyatları ise yaklaşık yüzde 500 - 600 oranında arttı. Fiyat artışlarına rağmen, yapılaşma şartları ve avantajları dikkate alındığında, kırsal bölgelerde yer alan arsa fiyatlarının merkeze göre halen düşük kaldığı da dikkat çeken unsurlar arasında yer alıyor.
Etkilerini yeni atlatmaya başladığımız pandemi ve ülkece etkilerini derinden hissettiğimiz deprem felaketi sonrasında, güvenlik ve bütünsel yaşam olanakları sebebiyle, daha doğal ve sürdürülebilir olanı seçmeye başladığımız günlerdeyiz. Bu yüzden, doğala dönmek yönünde atacağımız adımlardan biri olan kırsal alanlara dönüş tercihlerimizin daha da artacağı öngörülüyor.
Duis aliquet egestas purus in blandit. Curabitur vulputate, ligula lacinia scelerisque tempor, lacus lacus ornare ante, ac egestas est urna sit amet arcu. Class aptent taciti sociosqu ad litora ade torquent per conubia nostra, per inceptos himenaeos.
Sed molestie augue sit amet leo consequat posuere. Vestibul ante ipsum primis in faucibus orci luctus et ultrices posuere ile cubilia Curae; Proin vel ante a orci tempus eleifend ut.